Çay sezonu yoğun bir şekilde devam ediyor, 25 Nisan’da açılan kampanya ile birlikte özel sektör de hazırlıklarını tamamlamış ve yeni sezona girmişti. Buraya kadar her şey çok güzel. Hatta özel sektör devlet fiyatına çay almaya başladı. Peşin para ve devlet fiyatı oda çok güzel.
Üretici çay bahçesine girdi mi desem?
Gürcüleri soktu mu desem?
Galiba yüzde 20 üretici kendi girdi. Geri kalan yüzdelik Gürcüler ve onlarda çay bahçelerine girdi. Ton işi 500! Artısı var yemek, artısı var çaylıklar temiz olacak, yine artısı var peşin para, ekstra artısı var, sigara ve kola ister de ister Gürcüler…
Buraya kadar tamam. Çay başladı, ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu istifa etti, kurumun başından ayrıldı.
Eee…
Çünkü özel sektörü dizayn eden ondan başkası değildi. Çayınızı özele vermeyin hepsini biz alacağız diyordu. Genel müdür ayrılır ayrılmaz Özel sektör geri vitese koymaya başladı.
Enflasyon çıkar, ama özel sektör inermiş, sanki söz birliği yapılmışçasına birçok özel sektör hemen düşüşe başladı.
Neler oldu?
Eski sisteme yani İmdat Sütlüoğlu döneminin öncesine özel sektör dönmeye başladı. Etik mi peki?
Hayır! Fırsatçılık ve bunun adına sahtekârlık denir, tabi bunu yapanlara diyorum.
Bazı özel sektörler kuru çay karşılığına döndü. Bazı özel sektörler 1.80 kuruşa kadar taban fiyatı çekti. Bazıları yarısı peşin, yarısı kuru çay veya yarısı peşin yarısı yılbaşında veyahut 4-5 aylık süre gibi ödeme takvimleri oluşturmaya başladı.
Bunun adı dürüstlük mü?
Bunun adı sizce ne?
Bunun adına üreticiyle dalga geçmek. Üreticiyi kandırmak. Üreticiye sahtekârlık etmek. İmdat Sütlüoğlu’nun gidişi ile eski döneme dönmek demezler mi?
İmdat Sütlüoğlu’nun döneminde kimse çay ile ilgili sorun yaşamadı. Kimse, çay dalında kaldı demedi! Hiç kimse hakkımızı alamadık demedi. Hiç kimse çay hasadında veya para alımında sorun yaşamadı.
İmdat Sütlüoğlu görev yaptığı 8 yıl süre sonunda sorunlar gider gitmez başladı…
Kurumun ilkeleri olur, kurumun devamlılığı olur!
Kurum günlük işleme kapasitesi ile üreticiyi rahatlatmak zorunda!
Kurum fırsatçılara izin vermemeli!
Bunun adı dakika 1 gol 1 oldu.
Peki, ne olacak veya ne oldu?
Üretici artık sesini çıkarmaya başlayacak veya başladı…
Siyasiler nerede. Çayımız elimizde kaldı. ÇAYKUR çay almıyor, özel sektör fiyat düşürdü. Fırsatçılık yapıyor. Hükümet niye görevini yapmıyor.
Bu seslerin bazıları kulağımıza gelmeye başladı bile…
Yok, efendim üretici birden çaylığa girdi. Yok, efendim Ramazan öncesi millet bitirmek istedi…
Peki, önceki yıl ramazan yok muydu?
Özel sektör fiyat düşürebildi mi?
Peki, şimdi neden üreticiye Çin işkencesi çektiriliyor?
Ayrıca Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu döneminde kurumdan içeri ayağını atamayan bazıları şimdi genel müdür vekilinin yanına kadar gidebiliyor.
Bizim haberimiz yokta kurumun ismimi değişti!
Bugüne kadar bu kurumu yerden yere vuranlar, şimdi üst makama kadar çıkabiliyorsa. Kimin suçu bu?
Beyler insan dürüst olmalı. Adil olmalı, insan özü ve sözü bir olmalı. İnsanlar rüzgârda sabit durmasını da bilmeli. İyi havada da, kimse ağaç yaprağı olmamalı. Rüzgâra göre dönmemeli, bir gün o yaprak gibi kurur düşersin. İşte o zaman sesini Tiflis’ten duyarım.